21 Ocak 2011 Cuma

Daha Hizli/Daha Pasli

Ikinci yari ile beraber mumkun oldugu kadar istatistiklere inip takimimizin karakterini biraz sayilara dokmeye ve daha detayli anlamaya calisacagim, ancak bu konulara girmeden son donemde populer olan mesafe istatistigi hakkinda Gurkan Kubilay'in guzel bir yazisini eklemek istedim. Bu konudan Aykut Hoca'da daha once bahsetmisti.
Kisaca ikinci donemde takimdan beklentimi aktarayim,
1) Ayagina top alan oyunucunun kac pas alternatifi oldugu, bir takimin basarisinda onemli bir etken. Bu da kesinlikle takimin beraber hareket etmesi ve ozellikle katedilen measafe ile cok alakali. Ilk yarida oyuncularimizin cokca yalniz kaldiklarini ve bizim kopuk kopuk dedigimiz oyunun ortaya ciktigini gorduk. Umarim ikinci yari hazirliklarinda bu koordinasyon saglanmistir.
2) Yine ilk yaridaki onemli sorunlarimizdan biri ceza sahasi icinde cogalamamamiz. Gerek her iki kanat oyuncularimizin forvet ozellikli olmamasi, gerekse ortadaki iki oyuncumuzun(Emre/Selcuk veya Baroni) neredeyse 18'e girmeden mac bitirmeleri, bu konuda takimimizi kisitliyor.

Simdi Gurkan Kubilay'in asagida belirttigi sprint sayisi kesinlikle her iki konuda da gelisme kaydetmek icin kilit onemde. Koordine sprintler ile hem pas alternatiflerini artirmak, hem de ceza sahasina daha yakin oynamamiz mumkun olucak.

Sevgiler,



Asıl konuya geçeceğim. Hani şu spikerlerin ''KOŞTUKLARI MESAFE '' dedikleri konuya...
ASLI 'KAT EDİLEN MESAFE'DİR
1-
Oyuncunun 90 dakikada aldığı mesafe , koştuğu değil , 'KAT ETTİĞİ'mesafedir. Yani bunun içinde sahada dakikalarca boş boş gezindiği mesafeler de vardır. Bu nedenle kalecinin bile sahada 4 kilometre civarında 'mesafe kat ettiği' bilinir.
ANCAK ANNENİZ KADAR KOŞUYOR
2-
Burada önemli olan ne kadar mesafe kat etmesi de değildir. Çünkü dakikada 120 adım atabilen normal bir ev hanımı , örneğin anneniz , ya da kız arkadaşınız bile 90 dakika sonunda yaklaşık 9-10 kilometre mesafe kat eder. Yani koşu bandında yaklaşık 6.3 km hızında gitmek demektir bu ki herkesin kolayca yapabileceği bir iştir.
SPRİNT YAPMAYANA VERMEYİN!
3-
Asıl önemli olan SPRİNT sayısıdır. Yani kısa mesafeli ve hızlı koşulardır. Sprint atan oyuncu saatte ortalama 20-25 kilometre civarında bir hızla koşar ve bunu bir takım olarak en iyi yapan takım maçı götürür.
Çünkü basar, oyunun boyunu 35-40 metrede oynar , kanatları hızlı kullanır. Benim ekranlardan izlediğim kadarı ile bu konuda da iyi niyetle bakılsa biledoğru ölçüm yapılmadığıdır. Nedeni basit. Bugün klas bir Avrupa liginde bir maçta 5-20 metrelik sprintler halinde ortalama bin 200 civarında sprint atılır. Yani bir takım kat ettiği toplam mesafenin 1/3'ünden fazlasını EĞER SPRİNT yaparak koşmuş ise bu koşunun anlamı vardır.
Örneklersek, 100 kilometre kat eden bir takımın en az 30 kilometre sprint yapması onun bu koşularını anlamlı kılar. Yoksa 10 kilometre sprint yapmışsa, yani, tıngır mıngır, yürür gibi koşmuşsa sadece seyirciyi kandırır... Bir de bu işten anlamayan SAZAN YORUMCU'ları. Üstelik de bu işten anlamayan spiker ve yorumcu da hemen yorumu yapıştırır: ''Çok koştular ama kaybettiler! '' 4-'Sprint'in ne önemi mi var?
Söyleyeyim; dünya şampiyonu İspanya'yı yenen tek takım kimdi son kupada?
İsviçre...
Peki neden? Maç boyu 120 kilometre katettiler ama bunun 40 kilometresini çok yüksek hızda (saatte 22 kilometre) koşarak yaptılar. Üstüne de tam 1450 sprint attılar. Yani etkili, hızlı, çok koştular ve 'sprint'lerle hem de İspanya gibi bir takımı yendiler. 5-Bizde sprint fakiri bir durum var. Ligimizde benim gördüğüm 600-700 civarı sprint atılıyor.
Yani normalin yarısı kadar bile olmuyor. Bu nedenle oyun gözünüze yavaş gözüküyor.
Zaten 100 kilometre kat eden bir takım bunun 70 kilometresini yavaş koşu ve soldan sağa, ya da sağdan sola top çevirirken yapıyor. Bu da sistemin yavaş işleyen dakikaları oluyor ve oyunun çoğu da böyle geçiyor. 6-İşte bu nedenlerle bir takımın ne kadar mesafe katettiğine değil, topu aktif alanda yani gole yakın bölgede kendinde ne kadar tuttuğu ve kaç sprint yaptığı önemlidir. Bunlara da kolayca bakılabilir.


1 yorum:

  1. arkadaşlar kolay gelsin, yazılarınızın devamını bekliyorum.

    daha önceden değinilmemiş konularda farklı bakış açılarınızı okumak dileğiyle

    YanıtlaSil