28 Şubat 2011 Pazartesi

Emir Preldzic ile 3 yıl daha


Son zamanlarda tatsız giden basketbol şubesindeki en güzel haberlerden biri. Uzun süreden beri aklımdaydı "Emir'in sözleşmesinin durumu ne olacak" diye. Hem böylesine yetenekli bir oyuncuyu kadroda tutabilmek açısından önemliydi hem de Türk oyuncu statüsünde oynaması sebebiyle ekstra 1 yabancı oyuncu oynatabiliyor olmak açısından kritik idi. Elde tutmakta geciktiğimiz takdirde ligdeki rakiplerimizin anında üstüne üşüşeceği bir oyuncuydu. 3 yıllık sözleşme imzalamışız, gayet de güzel oldu.

Bir de şunu hatırlatmak lazım, Emir kesinlikle NBA hayalleri olan bir oyuncu olmadığı için ileride de kafası NBA konusunda karışık olmayacaktır. Bir Ömer - Semih benzeri durumla karşılaşma durumumuz pek olası değil yani. Emir kendi yeteneklerini ve kabiliyetlerini bilen bir oyuncu, NBA'in kendisine göre olmadığını farkına vardığı için NBA hayali kurmuyor. İyi de yapıyor. Bana bu açıdan biraz Diamantidis'i hatırlatıyor. O da Avrupa için çok yetenekli sayılabilecek bir uzun guard iken (gerçi boy olarak 1.96'lık Diamantidis ile 2.06'lık Emir'i kıyaslamak olmaz ama olduğu kadar) NBA fikrine hiçbir zaman kapılmadı ve kendisinin NBA'e yönelik yeteneklerinin bulunmadığını, orasının bambaşka bir alan olduğunu söyledi hep. Emir de bu açıdan kendi yeteneklerinin ne olduğunu ve NBA için neler gerektiğini çok iyi bildiği için hiç o hayallere dalmadı.

Tanjevic zamanında geldiğinde, Tanjevic'in uzun oyuncuları 1-2 numaralarda oynatmayı sevmesi ve Emir'in de oyun kurucu yeteneklerini görmesinden sonra Emir'i uzun süre maç içerisinde guard ya da şutör guard olarak değerlendirdi. 2.06 boyundaki bir oyuncu için pek de sık görülen bir olay değil. Tabi Tanjevic onda bu şekilde ısrar edince, hemen herkesin ağzında "Emir yeni Bodiroga mı ?" efsanesi dolanmaya başladı. Öyle ya, Tanjevic daha önce 2.05 lik Bodiroga ile aynı şeyi başarmış, Bodiroga Avrupa'nın kralı olmuştu (kendisini hala NBA'e gitmeyip Avrupa'nın kralı olmayı tercih ettiği için çok sever ve takdir ederim). Emir vatandaşı Vidmar ile geldiğinde normal olarak ilk uyum sezonunda çok da fazla birşey veremedi. Hatta beraber geldiği vatandaşı Vidmar'ın ilk sezonlardaki silik ve etkisiz performansı kendisinin de aynı olumsuz çembere dahil edilip, "ne işe yarar bu Slovenler" gibi isyanların çıkmasına neden oldu.

Emir'in 1987 doğumlu olduğunu da hatırlatalım. Bazılarının aklında hala "genç oyuncu" olarak kalmış olabilir ama Emir 24 yaşında, dolayısıyla "genç" diye nitelendirilebilecek dönemini çoktan geçti. Bu saatten sonra ondan bir Bodiroga olmasını beklemek mümkün değil. Aslında bakarsınız hiç kimseden bir Bodiroga olamsını bekleyemezsiniz. Bodiroga türünün ender örneklerinden ve bir daha onun gibi birisinin bu topraklara gelip gelmeyeceği de şüpheli. Bu yüzden herkesin beklentilerini biraz törpüleyip abartıya kaçmaması lazım. Emir'den de bu saatten sonra çok büyük bir değişim beklemek mümkün değil. Ama Türkiye'de kaldığı 3.5 sene boyunca oyununa inanılmaz şeyler kattı ve katmaya da devam edecek. Ömer Onan bile hala 33 yaşındayken her gün oyununa yeni bişeyler katıyor, Emir daha da fazlasını katacak ama şu an görebildiğimiz haliyle Avrupa'nın süperstarları düzeyine ulaşması biraz zor gibi.

Emir Türkiye'ye ilk geldiğinde top kullanmaktan çekinen, 3 lükleri potaya bi değen bi değmeyen, fazla sayıda top kaybı yapan bir oyuncuydu. Şut ve fundamentali bir şekilde geliştirirsiniz ama kendine güven çok ama çok önemli bir olay. Emir'in kendine güveni Türkiye'ye geldiğinden beri çok gelişti. Zor pozisyonlarda sorumluluk almaktan kaçınmayan, son topu kullanabilecek cesareti olan, el üstünden gerektiğinde 3 lüğü yollayan bir oyuncu oldu Emir. Emir'in guard özelliklerinden bahsedecek olursak, topu taşıması çok iyi değil. Gerçi 2.06 lık bir oyuncudan harik abir fundamental bekleyemezsiniz top taşıma konusunda. Ama oyun sezgisi ve pas görebilme yeteneği o boyda bir oyuncu için çok ama çok gelişmiş seviyede. Bu sene içerideki son maç olan Cholet Basket maçında 11 asist yaptı ki, çok ama çok kayda değer bir veri.

Türkiye kupası finalinde, Fenerbahçe'de alışkın olmadığımız bir şekilde bir oyuncu sahneye çıktı ve oyunu domine etti. Emir 35 sayıyı attı ve Fenerbahçe'ye kupayı kazandırdı. Gününde olduğunda, eli ısındığında, durdurulması zor bir tehdit olduğunu bir kez daha gösterdi.

Emir'in hem Türkiye'de hem de Euroleague'de 3 senedir istatistiksel olarak gelişimi sürerken, bu sene onun pozisyonuna Marko Tomas gibi önemli bir isim transfer edildi. Sezon başında herkes Tomas gibi bir oyuncunun takıma kazandırılmasından yana memnunken, Emir'in alacağı sürenin azalacağından ve gelişiminin duracağından korkuyordu. Nitekim sezonun başlangıcında durum böyleydi. Euroleague'de grup maçlarında bulabildiği süre sadece 12 dakikaydı. Top 16'ya gelindiği zaman ise bu süreyi 22 dakikaya çıkardı. Sayı ortalaması ise normal sezonda 4.3 'ten Top 16 gibi daha sert ve zor maçların oynandığı bir yerde 10.8'e çıktı. Sezon başında korkulan oluyor derken, hem Emir kendini toparladı hem de koç Spahija rotasyondaki süresini bunun neticesinde arttırdı ve korkulan olmadı.

Bana göre Tomas gelmeseydi Emir'in gelişimi rahatlıkla 1 ya da 2 kademe daha artabilirdi. Emir'in şu andaki en büyük sorunu, her maç benzer peformansı verememesi. Emir gibi kenardan gelen oyuncuların her an oyuna hazır olmaları gerekiyor. Bunun acısını son Olympiacos maçında çok yaşadık. Rotasyonda yorulmaları nedeniyle kenara gelen ve harika performans sergileyen Tomas - Kinsey 2 lisinin bıraktığı yerden devam ettiremedi Emir ile Ömer 2 lisi. Bu da maçın kaybedilmesindeki en önemli etkenlerin başında geldi.

Marko Tomas sezon başında transfer edilmeseydi Emir oyununu daha üst düzeye taşırdı dedik ama tabiki de hedefi final 4 olarak koymuş bir takımın kadro derinliğinin olması açısından da bu tarz transferler olmazsa olmazdır. Zaten Fenerbahçe'nin ortaya koymaya çalıştığı oyun, 1-2 oyuncunun maç içerisinde yıldızlaşıp maçı kurtarmasından ziyade, herkesin ortak bir şekilde taşın altına elini koyduğu, bireylerin çok fazla ön plana çıkmadığı, ilk 5 ile yedek oyuncuların kalitesi arasında çok fark bulunmadığı, rotasyonda kenardan gelenler süre almaya başladıkça sahdakileri aratmadığı bir oyun. Dolayısıyla yanlış anlaşılma olmasın, Tomas'ın transferi de doğru hareketti. Sezon başında sadece Emir ne olur endişelerimiz vardı ama Emir ortaya koyduğu performans ile bu endişeleri aldı götürdü.

Sonuç olarak umarım daha uzun seneler faydalanabileceğimiz ve oyununa daha da ekstra özellikler katabilen bir oyuncu olur Emir Preldzic. Görenlerin duyanların anlattığı kadarıyla da çok düzgün karakterli, takım arkadaşları tarafından çok sevilen, lider özellikleri barındıran bir isim. Artık Türk statüsünde oynuyor olması da cabası. Seneye bu takımı final 4'da görecek olursak, adım gibi eminim ki en iyi 6. oyuncu ödülünün en büyük adayı Emir Preldzic olacaktır. Sayı - asist - ribaund gibi hücum istatistiklerinin yanına top çalma gibi defansif bir istatistiği de eklediğinde, çok ama çok büyük bir aşama kaydetmiş olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder